Genellikle gündelik yaşamda bulunduğumuz alanlarda yuvarlak masaların ne kadar az olduğunu hiç fark ettiniz mi? Oysa kurum içi inovasyonun, birlikteliğin ve aidiyetin temelleri bence yuvarlak masalarda gizli.
21. yüzyıla kurumların var olmasını ve sürdürülebilirliğini sağlayacak ,marka değeri oluşturacak yegane şey doğru iletişimken bunu fiziki şart ve konumlarla desteklemeliyiz.
Klasikleşmiş dörtgen masaların aksine yuvarlak masalarda bir otorite noktası yok. Herkesin merkeze eşit mesafede olduğu eşit katılım ve üretim gösterebileceği yuvarlak masalarda fikrini daha kolay sunma özgürlüğü var. Özellikle yeni neslin iş yapış biçimlerinde artık yönetici veya patron değil lider kavramı varken liderin dışarıdan veya tepeden değil yanımızdan biz gençlere seslenmesi ve aksiyon alması bence çok kıymetli.
Dörtgen masaların aksine yuvarlak masalarda kutuplar yok. Herkes yanyana ve birlikte. Göz teması kurulmasına çok uygun. İnternette ekip , birliktelik gibi fotoğraflar aradığınızda veya spor maçlarında ekipler hep halkasal biçimde dizilmiş ve elleri ortada birleşmiş görseller görüyoruz. Birlikteliği vurgulayan, tek merkeze odaklanan ve birbirinin fikirlerinin o halkadan çıkmasına izin vermeyen bu şekilde gerçek bir ekip ruhuna sahip olmak çok daha rahat.
Bu yüzyılda kurumların dijital iletişimle, jenerasyonel iletişimle ve aidiyetle var olacağı kesin. O halde düşünsel sınırlar ve ayrışmalarla birlikte beynimizin arka planda tuttuğu sınırları kaldırmak için fiziksel sınırları yok edelim. Yuvarlak masalarda hep birlikte her fikrin oluşumundan kazandığı değeri bilerek ve ekip ruhuyla hareket ederek bu yüzyıla uygun işler üretelim !